boğuşmak nedir? boğuşmak ne demek? boğuşmak kelimesinin eş anlamlısı boğuşmak zıt anlamlısı

NNN SÖZLÜK

1. nsz, -le Birbirinin boğazına sarılmak, dövüşmek
2. Mücadele etmek
"Kumar, talihle alt alta, üst üste boğuşmaktır." - M. Seyda
3. mecaz Çabalamak, altından kalkmaya çalışmak, uğraşmak

Diğer Kelimeler: çıkıvermek, bölüştürülme, karaya, yığışma, dramatik, sırası gelmişken, hatırı sayılır, animatörlük, üstten, canicesine, sağlayıcılık, rom, sideroz, süngü, seracılık,

dövüşmek mücadele etmek uğraşmak çabalamak
Daha fazla boğuşmak eş anlamlısı için tıklayınız.

• Nevaf el-Temyat
  2001 ile 2004 yılları arasında sakatlıklarla boğuşmak zorunda kaldı ve futbolu bırakma kararı aldı. title Suudi Arabistan kadroları | bg
• Sözsüz Oyun I
  Adam "tıpkı Yakup gibi, gücün varlığını gösterebilmek için onunla boğuşmak zorundadır. Daha basit terimlerle adamın sahneye düşüşü,
• Radola Gajda
  çözülmekte olan Kolçak Ordusu Kızılordu birlikleri karşısında yenilecek ve cephe gerisinde partizan ayaklanmalarıyla boğuşmak zorunda kalacaktır.
• Vizigotlar
  Böyle olunca da göçmen Vizigotlar çok büyük sıkıntılarla boğuşmak zorunda kalır. Romalı tarihçi Ammian Martsellin’e göre Vizigotlar
• Sol komünizm
  Bu tabii ki 20’lerin başlarında Almanya’daki sol komünizmin önemli zayıflıklarla boğuşmak zorunda kalmadığı anlamına gelmez.
• Hawker Siddeley Nimrod
  projesi aşırı maliyetler ve GEC 4080M görev bilgisayarındaki sorunlarla boğuşmak zorunda kaldı Sonunda Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı

-

---