1. nsz Bulunduğu düzeyden aşağı inmek, çukurlaşmak
"Toprak çökmek. Yol çökmek."2. Üzerinde bulunduğu yere yıkılmak
"Tavan çökmek. Döşeme çökmek. Ev çökmek."3. -e Çömelmek
4. -e Oturmak, birdenbire oturmak
"Soluk soluğa yere çöktü." - F. R. Atay
5. Deve, sığır vb. olduğu yere oturmak
"Boz renkli bir kaya, tıpkı çökmüş bir hecin sırtını andırıyordu." - Y. K. Karaosmanoğlu
6. Şakak, avurt vb. içeri doğru girmek, çukurlaşmak
"Kadının yanakları daha fazla çöktü." - H. E. Adıvar
7. Basmak, yayılmak
"Geceleri bazen öyle bir sessizlik çöküyor ki muharebenin bu yerlerde olduğuna insanın inanamayacağı geliyor." - N. F. Kısakürek
8. Sis, duman vb. inerek kaplamak
"Alaca karanlıklar çökerken köşk bahçesinin parmaklıklarında görünmektedir." - S. Birsel
9. mecaz Sarsılıp dinçliğini yitirmek
"Şayet iradesiz bir adamsanız az zamanda çürüyüp çökmeniz pek mümkündür." - R. H. Karay
10. Tortu dibe inmek
11. mecaz Son bulmak, yıkılıp dağılmak
"Bir gün vatan çöktü ve millî mabetler istila edildi." - A. Gündüz
12. -e, mecaz Yoğun bir biçimde duymak
"Mustafa Kemalin içine ilk defa bu lisede vatan kaygısı çöktü." - F. R. Atay
Diğer Kelimeler:
sadakatsizlik göstermek,
payanda,
fütursuzca,
tertiplenmek,
şekil bilgisi,
büyü bozulmak,
yerine geçmek,
sıvılaştırmak,
yordam,
arık etten yağlı tirit olmaz,
sabaha doğru,
meraklandırmak,
kırpıntı bohçası,
anabilme,
abartık,
Henüz yorum yapılmadı. İlk yorumu yapan Sen olabilirsin!